Diyarbakır'daki Hz. Süleyman Camii, Türkiye'nin en eski camilerinden biridir ve tarihi oldukça zengindir. Cami, Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinde yer alır. Hz. Süleyman Camii'nin inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazılarının 1155 yılında Artukoğulları döneminde inşa edildiğini belirtirler. Ancak bazı araştırmacılar camiinin Selçuklu bilgilerine ait olduğunu düşünüyorlar.
Diyarbakır'daki Hz. Süleyman Camii, Türkiye'nin en eski camilerinden biridir ve tarihi oldukça zengindir. Cami, Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinde yer alır. Hz. Süleyman Camii'nin inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazılarının 1155 yılında Artukoğulları döneminde inşa edildiğini belirtirler. Ancak bazı araştırmacılar camiinin Selçuklu bilgilerine ait olduğunu düşünüyorlar.
Hz. Süleyman Camii'nin mimarisi oldukça etkileyicidir. Yapı, tipik Selçuklu mimarisinin özellikleri taşır. Kare planlı bir avlusu bulunur ve bu avlu, dört yanda sıralanan sivri kemerli revaklarla çevrilidir. Caminin minaresi oldukça uzak ve göz alıcı bir siluet oluşturur.
Cami, zaman içinde çeşitli onarımlar ve eklemeler harcanmıştır. Bu nedenle orijinal parçalarda bazı parçalar değişmiş olabilir. Ancak Hz. Süleyman Camii hala Diyarbakır'ın önemli tarihi ve dini simgelerinden biri olarak varlığını sürdürüyor.
Hazreti Süleyman Camii, Nasiriyye Camii Meşhed Camii, Murtaza Paşa Camii ve Kale Camii olmak üzere birçok isimle anılmaktadır. Minaresindeki kitabelerden anlaşıldığı üzere Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından 1155-1160 yılları arasında yaptırılmıştır.
İç Kalede, Oğrun Kapı'nın güneyindeki burcun kenarında yer alan caminin en önemli özelliği Hz. Ömer döneminde Diyarbakır’ın fethinin buradan başlamasıdır. Caminin bitişiğinde Osmanlılar Dönemi'nde yapılan Halid Bin Velid’in oğlu Süleyman ile Diyarbakır’ın İslam orduları tarafından alınışı sırasında şehit düşen diğer sahabelerin burada yattığı Meşhed bulunmaktadır. Sahabelerin burada olması burayı bir ziyaretgâh haline getirmiştir. Yapı günümüzde de geçmişten gelen önemini korumakta ve hala ziyaret yeri olma özelliğini devam ettirmektedir.
Cami 1631-1633 yılları arasında Vali Silahtar Murtaza Paşa tarafından yanındaki meşhedle birlikte esaslı bir onarım görmüştür. Eğimli arazi üzerine kurulan cami, farklı dönemlere ait yapılarla bir topluluk haline gelmiştir. Batısında bir Sahabeler Türbesi, namazgâh ve bir çeşme bulunmaktadır. Kuzeyinde de bir türbe ve bir çeşmeye yer verilmiştir. Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen bir alanı kaplamaktadır. Kuzeyinde bulunan son cemaat yerinden harime geçiş sağlanmaktadır. Caminin iç kısmında mihrap nişi ve tavandaki kalem işi süslemelerle sınırlı kalan yapıda süsleme unsurları cephede kitabe olarak karşımıza çıkmaktadır. Caminin kuzey doğusunda kare gövdeli bir minare yer almaktadır. Minarenin gövdesi silmeli yazı kuşaklarıyla beş bölüme ayrılmıştır. Kalker üzerine sülüs yazı kullanılan kitabelerde harflerin araları Rumi ve palmetlerin işlendiği kıvrık dallarla hareketlendirilmiştir. Kitabeler yarım oluk ve düz bir silme ile üç yönden çevrilmiştir. Minarenin doğusunda yer alan kitabe güneyindeki kitabeye göre daha sağlam durumdadır.
Lütfen Sormak istediğiniz soruyu aşağıdaki whatsapp butonundan destek ekibimize yazabilirsiniz.
Detaylı Bilgi Al
Loading....